Translate

11 Ocak 2020 Cumartesi

Muhafaza’kar’ siyasetin depremi

'Pınar Demircan'

Etimolojik olarak muhafaza eden, mevcut şartları koruyan, gelenekselci ya da  yeniliğe ve değişime karşı manasında kullanılan  Muhafazakar kelimesi  değişime kapalı sağ siyaseti temsilen de kullanılır. Ancak neoliberal düzende sağ siyaset neo-sağ olurken, bu kelime de önceliğini ifşa eder. Zira muhafaza edilen geleneksel düşünce falan değil, Kanal İstanbul ile de bir tekrarını yaşamakta olduğumuz üzere devşirilen kardır, ranttır…



Başlangıçta Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin Türkiye açısından dezavantaj yaratıyormuş gibi gösterilmesi ve uysal Boğaz kıyılarının  şahlanıp gemilere çarpmasıyla“ihtiyaç” olarak gündeme getirilen projenin temel amacı son haftalarda iyice anlaşıldı.  Kuşkusuz bu gerçeğin keşfinde teyakkuza geçen sivil toplumun  İstanbul’da Büyükşehir yerel yönetimini yanında bulmasının ve proje alanındaki  tapu kayıtlarının el değiştirdiğinin öğrenilmesinin payı  büyük. Bunu en çok, akabinde Istanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yetki kapsamına getirilen sınırlamadan anlıyoruz. Böylece  çok sesliliğin, farklı siyasi partilerin iş süreçlerinde birlikte görev almasının şeffaflığın sağlanmasındaki önemi bir kez daha tecrübeyle sabitlendi. Fakat, o başka bir yazının konusu, bu yazıda muhafazakarlığın yıkıcılık potansiyeline bakacağız.

Ekoloji ve çevre konularındaki uzmanların, bilim insanlarının  projenin etkisine dair hararetle yaptıkları uyarılar her fırtınada denizin Karadeniz Sahil Yolu’nu  yutmasıyla anlaşılan raddeye gelmemeli.  Zira  yurt toprağını seven, onu ata yadigarı belleyen kimsenin su kaynaklarının kirletilmesine, su havzasının geri dönüşü olmayan şekilde tahrip edilmesine, bitki örtüsünün, biyoçeşitliliğin, hayvan türlerinin 136 milyon karelik orman ve tarım alanıyla beraber yok edilmesine katlanması, sessiz kalması  mümkün değil.

Günde 11 ton dinamit

Bilim insanlarının uyarılarına en son Yüksek Çevre Mühendislerinin uyarıları da eklendi. Buna  göre  kanalın açılması için günde 11 ton dinamit kullanılacak ve  proje süresi olan 5 yıl boyunca her gün  kullanılan dinamitin kümülatif yıkım gücü   20 bin tonluk (20 Kiloton)  etkiye tekabül edecek. Bununla birlikte uzmanlara göre mesele 11 kilometre mesafeden Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın, 30 kilometre mesafeden Çınarcık Fay Hattı’nın geçmesi nedeniyle olası bir depremde kanalın iki yakası arasındaki yardım faaliyetlerinin yapılamaması/aksaması söz konusu olacak. Ayrıca uzmanlar yalnızca deprem riskine değil, kanalın açılması halinde Trakya bölgesinin zemininin killi volkanik yapısının durdurulması zor heyelan ve göçüklere yol açabileceğine de dikkat çekmekte.
Öte yandan  İstanbul depremine yönelik hazırlıkların yapılmayışını en son 2 ay önce bütçenin yetersizliğiyle açıklamış olan hükümet yetkilileri  Kanal İstanbul’un yapılması için “gerekirse hazineden karşılarız” diyerek kararlı olduklarını topluma göstermeye çalışıyor. Tarihe not düşülmesi için ben buradan net şekilde soruyorum: Depreme yönelik binaların hatta okul binalarının  güçlendirme çalışmalarının hazinede bütçe olmadığı için yapılamayacağını söyleyen siyasi iktidarın temsilcileri, şimdi Kanal İstanbul’un yapılması için Hazine’nin devreye gireceğini söylüyor öyle mi?
Normal şartlarda bir deprem, doğal afet meydana geldiği zaman, misal Marmara depremi , Düzce Depremi, Van depremleriyle de hatırlanırsa devlet maddi manevi imkanlarını seferber eder, medyadan dramatik mesajlar verilir, siyasetçiler bölgeye gider, deprem çadırları ziyaret edilir vs. Neticede yürekleri yakan bir dert hasıl olmuştur, telafisine çalışılır. Peki eğer Kanal İstanbul için dinamitler insan eliyle patlatıldığında  deprem, heyelan meydana gelirse vebali kim olacak? Bilim insanlarının uyarılarının reddi de fıtrata mı bağlanacak?

Ya kanal ya memleket

17 yıllık  nüfuzunun  ekonomik alt yapısını  inşaat projelerine dayandıran siyasi iktidarın yeni pay dağıtmak için pasta bulma çabasında olduğu ortada. Zira  genel işsizlik , ekonomi sorunlarını bırakın çözmeyi sorunun kaynağıyken kendi içinde de depremler yaşanmakta belli ki. Zira başka türlü  en basitinden enflasyon daha ne kadar hissedilen enflasyonun beşte biri olarak %11 gösterilebilir ki? Sanki Tanıl Bora’nın derlemesiyle inşaatın rant dağıtımından korporatizme uzanan ekonomi- politik gücün  hicvedildiği “İnşaat Ya Resullulah” dergisini okumanın tam zamanı…Özetle Kanal İstanbul’un yapılmasındaki sertlik ve ısrar  göze alınan yıkımla birlikte düşünüldüğünde yapılamayacak Kanal’ın bir başka doğal yıkım sürecini başlatacağını öngörmek çok zor değil. Fakat aksi Trakya’ya, Çanakkale’ye  doğru yeni kanal ve inşaat projelerinin de  habercisi olur ki bu noktada yeni sloganı tekrar etmeli Ya kanal ya İstanbul değil,  hakikaten Memleket…
Yeşil Gazete


8 Ocak 2020 Çarşamba

Kenevir

Kenevir (latCannabis) veya kendirCannabaceae familyasına ait tek yıllık, çift çenekli ve otsu bir bitki cinsidir. Bitkiler 50 cm'den 3 m'ye kadar büyüyebilmektedir. Cinsin gövde kısımı dik ve içi boş olup üzerleri dikenimsi tüylerden dolayı pürtüklüdür. Bitki cinsi eşeylidir ve bitkiler erkek ve dişi olmak üzere ikiye ayrılır. Erkek bitki polen üretirken dişi bitki çiçeklenir ve bazı türlerde yüksek oranda tetrahidrokannabinol ihtiva eder.[2] Tozlaşma rüzgar vasıtasıyla gerçekleşir.[3] Tartışmalı olsa da cins çoğunlukla farklı fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip Cannabis indicaCannabis sativa ve Cannabis ruderalis olmak üzere üç türe ayrılır.
Bitkinin anavatanı Orta Asya ve Hint altkıtası olmasına rağmen günümüzde ılıman ve tropik bölgelerin çoğunda yetişir ve kültürü yapılır.[4] Büyük ihtimalle yetiştirilmeye ve ıslah edilmeye başlanan ilk bitkilerden biri olan kenevir, tarih boyunca bitkisel hammadde kaynağı ve keyif verici madde olarak kullanılmıştır.[5] Bitkinin saplarında bulunan lifler, iplik, dokuma ve kumaş yapımında, hamurlu kısmı ise kâğıt yapımında kullanılmaktadır. Ayrıca kenevir tohumlarından elde edilen kenevir yağı (esrar yağı ile karıştırılmamalıdır) ve kenevir proteini de gıda olarak kullanım alanlarına sahiptir.[6] Dişi bitkilerin doğada Temmuz-Ağustos aylarında açan soluk yeşilimsi renkli çiçekleri ve tohum yataklarından ise esrar elde edilmektedir.

Endüstriyel kullanım

Cinsin yağ ve lif eldesi gibi endüstriyel amaçlarla yetiştirilen türü Cannabis sativa'dır, ancak bu amaçla yetiştirilen bitkiler normal C. sativa'ya kıyasla çok düşük miktarlarda THC içermesi ve olabildiğince çok tohum ve lif üretmesi için özel olarak ıslah edilmişlerdir. Bu tür sert, çalımsı, içi boş gövdeli, ince ve uzun yapraklı, dioik ve tek yıllıktır. Lifleri dayanıklı ve oldukça uzundur. Liflerde lignin maddesi biriktiğinde esneklik özelliği azalır. Bu lifler, kaba dokumacılıkta (çuval, halat çanta, ağ yapımı gibi) kullanılır. Tohumu ise oldukça yağlı olması açısından yakıt ve oldukça besleyici olması açısından da gıda olarak kullanılmaktadır. Sabun yapımı ve boya yapımında da tohumlarından yararlanılır. Tohumları kuşların en sevdiği besinlerden biridir.
Kenevirin endüstri için Türkiye'de yetiştirildiği yerler Kastamonu, Samsun, Kocaeli, Adana, Amasya, Kayseri, Sivas, İzmir ve Kütahya'dır. Buna ek olarak Antakya'da da yasadışı olarak ekimi yapılmaktadır.

Keyif verici ve tıbbi kullanım

Esrar eldesinde ise hem Cannabis indica hem de C. sativa kullanılabilir ve günümüzde elde edilen esrar çoğunlukla bu iki türün çaprazlanması sonucunda elde edilmiş bitkilerden gelmektedir. Kenevirden elde edilen esrar maddesi, dişi bitkilerin çiçek ve tohum yataklarından ve bu bölgelerin etrafında bulunan yapraklardan elde edilir ve bu madde daha sonra kubartoz esrar veya kubar yağı yapmak için işlenebilir. Esrar maddesi keyif verici olarak kullanılabilmekle birlikte bazı tıbbi kullanım alanları da bulunmaktadır.
Dişi bitkinin yetiştirilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığından izin alınması gerekmektedir. Erkek bitki çiçeklenmediğinden ötürü esrar elde etmek amacıyla kullanılamazken, yetiştirmek için izin gerekli olup olmadığı kanunda tam olarak belirtilmemiştir.
Diğer bir tür olan Cannabis ruderalis'in, düşük oranlarda THC içerdiğinden ve lifsiz ve küçük olduğundan ötürü her hangi bir endüstriyel veya ekonomik kullanım alanı yoktur ve Avrupa'da yabani olarak yetişmektedir.

Yasal durum

Kenevir bitkisi, 1930'larda ABD'de çıkarılan "Marihuana Vergi Yasası" ile yetiştirilmesine engeller getirildikten sonra adım adım tüm dünyada yasaklanmıştır. Yasaklamanın bilimsel açıdan çok, ekonomik ve siyasi çıkar gruplarınca yapıldığı düşünülmektedir. Kenevir kağıt ve lif üretiminde, petrol yan sanayi ürünü olan sentetik lifler dünya çapında yaygınlaşmadan önce bütün dünyada lif kaynağı olarak kullanılmıştır. Keneviri yasaklamada önderlik eden çıkar çevrelerinin aynı zamanda da petrol ve ilaç endüstrisiyle bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Dişi kenevirin yasaklanması için neden olarak gösterilen ve esrar olarak da adlandırılan bitkinin goncalı üst kısımlarında yoğun olarak tetrahidrokannabinol (THC) bulunur ve maddenin tıbbi kullanımlarının olduğunu gösteren bilimsel dergilerde yayınlanmış birçok araştırma vardır.

Yasallaşma süreci

Günümüzde kenevirin endüstriyel olarak yetiştirilmesi dünyanın çoğu ülkesinde yasaldır. Buna ek olarak esrarın ve esrar türevi ilaçların tıbbi olarak kullanımı da hızla yasallaştırılmaktadır. Buna rağmen keyif verici ve eğlence amacıyla esrar kullanımı dünyadaki çoğu ülkede yasadışı kalmaya devam etmektedir. Günümüzde UruguayGürcistanGüneyAfrika ve ABD'nin AlaskaMaineColoradoMassachusettsMichiganNevadaOregonVermontKaliforniya eyaletleri ile Washington DC şehri keyif verici olarak esrar kullanımının yasal olduğu ülke ve bölgeleri oluşturmaktadır. Kanada'da da kenevirin keyif verici olarak yetiştirilmesi, işlenmesi ve satışı 7 Haziran 2018'de yasallaşmış ve bu kanun 17 Ekim 2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İspanya ve Hollanda'da ise esrar tüketimi ve satışı yasal olmamasına rağmen madde dekriminalize edildiğinden dolayı esrarın keyif verici olarak kullanım ve satışına lisanlı özel işletmelerde belli bir limite kadar izin verilmektedir.
Vikipedi 
https://tr.wikipedia.org

Galeri

@guvenislamoglu #Kenevir
İklim değişikliğini durdurmak için yeşil örtüyü artırmak karbon emilimini hızlandırmak lazım. Kenevir en hızlı yolu.
Çok hızlı büyüyor ve O2 kapasitesi de çok yüksek.
Yüzlerce iş kolunda kullanılan bir bitki.