Translate

19 Şubat 2023 Pazar

İstanbul'un Deprem Tarihi

"Roma İmparatorluğu, Bizans ve ardından Osmanlı dönemleri boyunca bu bölgede yaşanan depremlerin İstanbul'daki yıkıcı etkisi sık sık tarihi kayıtlarda yer buluyor."

18 Şubat 2023 Cumartesi

Dirençli kentler talep edelim

Yer Bilimci Prof. Naci Görür, Maraş merkezli depremlerin ardından kendisine sorulan sorulara Twitter hesabından yaptığı paylaşımla yanıt verdi. Görür, "Bir yerde büyük deprem olunca o yörede ve o hatta tekrar yeterli enerji birikinceye kadar büyük deprem olmaz" ifadelerini kullandı. Ayrıca Görür, “Depreme dirençli kentler talep edelim” dedi.

Görür'ün Twitter'dan yaptığı açıklamalar şöyle:

"Bazı sorulara toplu cevap veriyorum. Cevabım mümkün olduğunca basite indirgenmiş ve sizin anlayacağınız şekilde olacak.

  • Bir yerde büyük deprem olunca o yörede ve o hatta tekrar yeterli enerji birikinceye kadar büyük deprem olmaz.
  • Kuzey Anadolu Fay Zonunda büyük deprem beklediğimiz yerler kırıldıktan sonra bu zonda artık uzun süre büyük deprem olmaz. Bugünkü depremlerin olduğu Doğu Anadolu Fayında enerji büyük ölçüde boşaldı. Bazı yöreler hariç bu zonda büyük depremler olmaz.
  • Bu fay zonlarında bir müddet büyük depremlerde kırılmamış fay parçaları kırılır ve zonlar artık uzun süre sakin duracak şekilde dururlar.
  • Bu söylediklerim ülkemizin en önemli iki fay zonu için geçerlidir.
  • Fay tartışmalarını bırakalım, deprem nerede olacak, nasıl olacak vb tartışmaları bırakalım. Deprem gerçeğini kabul edelim ve deprem dirençli kentler talep edelim. Bunu tüm siyasilerden talep edelim ve yasal yollardan sesimizi duyuralım. Tek yol budur. Tekrar başımız sağolsun."

    Evrensel - Yer Bilimci Naci Görür

  • 7 Şubat 2023 Salı

    Kahramanmaraş Depremini Üreten Fay

     Kahramanmaraş’ta 6 Şubat sabahı meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki deprem, 1939 Erzincan depreminden bu yana ülkemizde kaydedilen en büyük deprem olarak tarihe geçti. 1939 Erzincan ve 1999 İzmit depremleri, Kuzey Anadolu Fayı’nın ürettiği depremlerdi. Kahramanmaraş depremi ise Türkiye’nin diğer önemli fay zonu olan Doğu Anadolu Fayı’nda meydana geldi.

    Doğu Anadolu Fay Zonu, kuzeydoğuda Bingöl ilinin Karlıova ilçesinden başlayıp güneybatıda Hatay’a kadar uzanan yaklaşık 600 km uzunluğa sahip sol yanal doğrultu atımlı bir fay zonudur. Kuzey Anadolu Fay Zonu ile birlikte Türkiye’nin en önemli iki fay zonundan biridir. Doğu Anadolu Fay Zonu’nun adlandırılması, 1971 yılında Bingöl’de meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremin akabinde, eski adıyla Maden Tetkik ve Arama (MTA) Enstitüsü jeologlarından Esen Arpat ve Fuat Şaroğlu tarafından 1972 yılında yapıldı.

    Aynı araştırmacılar 1975 yılında, bu fay zonunu oluşturan parçaları detaylarıyla çalışarak, fayın bölgesel ölçekte haritasını da ilk kez ortaya koydular. Sağ yanal doğrultu atımlı bir fay olan Kuzey Anadolu Fayı ile Karlıova’da kesişen Doğu Anadolu Fay Zonu, tıpkı Kuzey Anadolu Fay Zonu gibi Arabistan Levhası ile Avrasya Levhası arasında meydana gelen kıtasal çarpışma ve izleyen sıkışma sürecinin bir ürünü olarak gelişmiş. Kuzeydoğuda Karlıova’dan başlayan Doğu Anadolu Fayı, Adıyaman ilinin Çelikhan ilçesine kadar, dar bir vadi şeklinde uzanıyor. Çelikhan’dan güneybatıya doğru ise daha geniş bir alanda etkisini gösteriyor.

    Fay zonu boyunca değişik boyutlarda fay vadilerine, fayın kendi örgüsü içerisinde büklüm ve sıçrama yaptığı alanlarda gelişen çöküntü ve tepelere, fayın kesip ötelediği birçok akarsu yatağında sapmalara rastlamak mümkün. Ayrıca fayın ana hattının üzerinde farklı derinliklere sahip, her biri doğa harikası olan birçok göl de bulunuyor. Kuşkusuz bunların arasında en önemlisi Elazığ il sınırları içerisinde, bin 248 metre rakımda bulunan 81 kilometrekarelik Hazar Gölü.

    (…) Doğu Anadolu Fay Zonu’nun güneybatıya doğru devamında, Adıyaman il sınırları içerisindeki Gölbaşı Gölleri Tabiat Parkı’nda bulunan Gölbaşı, Azaplı ve İnekli gölleri ise yine bu fayın ürünü olan çöküntüler içerisindeki daha küçük ve sığ göller. Bütün bu güzellikleri, GPS verilerine göre yılda yaklaşık 10 mm’lik kayma hızına sahip Doğu Anadolu Fay Zonu’nun, insan ömrüne göre oldukça uzun, ancak jeolojik olarak oldukça kısa bir zaman diliminde ortaya çıkardığını bilmek, bu fayın ayrı bir özelliği. Kuşkusuz bu hareketlilik her zaman sessiz ve sakin bir tonda gerçekleşmiyor.

    (…) 19’uncu yüzyılda birçok şiddetli depreme kaynaklık eden Doğu Anadolu Fay Zonu’nun 1866 yılında Karlıova-Bingöl, 1874’te Palu-Hazar Gölü ve 1893’te yol açtığı Çelikhan-Erkenek depremleri, olasılıkla 7 büyüklüğünü aşan depremlerdir. Tarihsel deprem geçmişi son yüzyıldaki aktivitesine göre daha fazla olan Doğu Anadolu Fay Zonu’nun meydana getirdiği depremlerin şiddetlerinin izlerini, fay zonu üzerinde bulunan birçok kentin tarihi yapılarında görmek mümkün. Palu Köprüsü bunların arasında ilk akla gelenlerden biri. Dahası, eldeki veriler Palu yerleşiminin tarihsel olarak ilk kuruluşundan günümüze değin doğal sebeplere (özellikle de bölgede meydana gelen depremlere) bağlı olarak yerleşim yerini birçok kez değiştirdiğine işaret ediyor.

    Aktif faylar, ülkemizde halen kaynaklık ettikleri depremlerin şiddetleri ve verdikleri zararla anımsanıyor. Ancak bu yıkıcı etkileri gerekli mühendislik çözümleriyle azaltmayı başardığımızda, geriye az önce kısaca değindiğimiz doğal güzellikler kalacak. Doğu Anadolu Fay Zonu boyunca hareketliliğin oluşturduğu birbirinden güzel yüzey şekillerini ve doğaya kattığı zenginlikleri fark etmek, doğanın bu yıkıcı gücüne karşı bakış açımızı tamamıyla değiştirecek. Ancak o güne kadar Doğu Anadolu Fay Zonu’nun yakın gelecekte de büyük depremler oluşturabileceği gerçeğini göz ardı etmeden, bilgimizi ve tedbirlerimizi artırmamız en doğru yaklaşım olacak.

    Atlas Dergisi
    YAZI: DOÇ. DR. ALPER GÜRBÜZ, DR. FUAT ŞAROĞLU