Translate

25 Ocak 2023 Çarşamba

Sağlıklı beyinler çok dillilik ile mümkün

Alzaymır, demans olduğumuzda insanlığımızdan geriye ne kalıyor? Nefes almak mı? Yoksa hatırlayamadıklarımız mı? Dil mi kalıyor geriye yoksa kifayetsiz kelimeler mi?
Her bir dil yeni bir bahçe insan ruhunda. Her bir konuşulan ikinci, üçüncü dil beynin sigortası. Yapılan bilimsel araştırmalar gündelik hayatında iç içe iki ayrı dil kullananların, ileri yaşlarda demans yani unutkanlığa karşı çok direngen olduğunu gösteriyor. Bizim gibi yaşlı nüfusu giderek artacak ülkelerde çok dilli yaşam alzaymır ve demans için adeta sağlık aşısı.

Türk’ün Kürt komşusuyla yüz kelime ile bile olsa Kürtçe konuşması, Kürt’ün Arap komşusu ile Arapça selamlaşması salt barışık olmayı, barışı değil, aynı zamanda sağlıklı beyinler vadediyor.

Kağıt toplayıcısı yoksul bir Suriyeliye kem gözle bakmak, nefret geliştirmek kişisel olarak bize stres hormonlarının artışı ile geri döner. Stres ise hipertansiyon, kalp hastalığı, diyabet vb. metabolik hastalıklar demektir. Oysa ona kendi dilinde ‘merhaba’ demek bize de mutluluk verir ki nice hastalıktan koruyucudur.

Cumhuriyetin 100. yılında heybede ne var? Misal devletin heybesinde yıl başına bir Kürtçe kelime var mı yok mu? Bedensel, ruhsal, sosyal ve doğal olarak siyasal olarak da ‘iyi’ yani ‘sağlıklı’ olan dil barışı yasak kılındı kamusal alanda bir asırdır. Bırakalım ana dilinde konuşma yasağını, bir Türk’ün Kürtçe, Arapça, Lazca yüz kelime de olsa öğrenmesi, konuşması kriminalize edildi.
Adaletin bin çeşidi var: Has olanı onarıcı adalet. Yasaklı dilin kimi zaman sokakta ölümle sınandığı bu coğrafyada ‘onarıcı adaleti’ kim sağlayacak? Yasalar mı, yoksa gündelik hayat mı?

“Yaşın kadar konuş” denir kırılma anlarında. Bırakalım tamamını, her birimiz yaşımız kadar Kürtçe kelime bilmeye, konuşmaya hazır mıyız? Yılda bir kelime eder! Biz konuşmaya başlarsak siyasi partiler, devlet de konuşmaya başlar.
Seçim sathında milletvekili aday adaylarının yaşları kadar Kürtçe, Lazca vb. dilleri bilmesini şart koşamayan herhangi bir siyasi parti bu ülkeye barış, onarıcı adalet vadedebilir mi?
Bunca yıl yaşımız kadar kelime ile diğer yaşayan Anadolu dillerini öğrenemediysek, o dilleri konuşan milyonlarla ortak yaşam alanları üretememişiz demektir. Birbirimize yılda bir kelimelik hatırımız yok ise geleceği birlikte tahayyül edebilir miyiz?
TBMM’de halihazırdaki milletvekilleri ve çalışanların yüzde kaçı Kürt, Ermeni, Süryani, Arap, Laz, Roman çalışma arkadaşına kendi dilinde ‘merhaba, nasılsın’ demeyi biliyor ya da diyor?

Cumhuriyet 100 yaşında. Sahi, ‘devlet dilinde’ Kürtçe kaç kelime?
Hasılı, sağlıklı beyinler gündelik hayatta çok dillilik ile mümkün.

Evrensel.net - Zeki Gül

gemäß: "Küçük paşalar" teneffüste Türkçe konuşmasın!

24 Aralık 2022 Cumartesi

Sivil İtaatsizlik "civil disobedience"

Bugün üzerinde çok tartışılan sivil itaatsizlik kavramının bir çok tanımı yapılmıştır. Bu tanımlardan en tipik olanı, dar tanım olarak da ifade edilen Fleish’ın tanımıdır: “Sivil İtaatsizlik devlet gücünün üçüncü kişilerce de açıkça görülebilir ve anlaşılabilir derecede, haksız olarak duyumsanan bir edimine karşı, kaba güç kullanmadan ve kamuya açık olarak gerçekleştirilen bir protesto eylemidir. Bu eylem dikkate değer bir siyasi ahlaki motivasyondan kaynaklanır, en azından bir adet suç — uygun bir hukuk ihlalini içerir ve norm ihlalinin hukuki sonuçlarına katlanmaya hazır bulunmak tutumunu taşır.” Bu tutum sivil itaatsizliğin öncüleri olarak nitelenen insanların (Socrates, Mahatma Gandhi, Martin Luther King) düşünce ve eylemlerinde de önemli bir yer tutmaktaydı.

Sivil itaatsizlik kavramı için yapılan diğer iki modern tanımlama ise şu şekilde ifade edilmektedir;

  • “Şu ya da bir ölçüde adil ilişkilerin hüküm sürdüğü demokratik bir sistemde ortaya çıkan ciddi haksızlıklara karşı, yasal imkanların tükendiği bir noktada, son bir çare olarak başvurulan, anayasa ya da toplumsal sözleşmede ifadesini bulan, ortak adalet anlayışını temel alan, şiddeti reddeden, yasa dışı politik bir edimdir.”
  • “Hukuk devleti idesinin içerdiği üstün değerler uğruna, kamuya açık ve yasaya aykırı olarak gerçekleştirilen, bu sırada üçüncü kişilerin hakkını çiğnemeyen, barışçıl bir protesto eylemidir.”

    Sivil İtaatsizliğin Unsurları

    1. Yasaya Aykırılık
    Sivil itaatsizlik haksız bir uygulamaya karşı bütün yasal yollar denendikten sonra girişilen “yasa dışı” bir eylemdir. Ancak yasa dışı eyleme girişmek ilke olarak yasa dışı örgütlenmeyi ya da eylemi savunmak anlamına gelmez. Sivil itaatsizlik toplumsal sözleşmenin çiğnenmesinden duyulan kaygıyı dile getirmek için başvurulan bir tepki türüdür. Bu anlamıyla sivil itaatsizlik yaşadışı ancak “meşru” bir eylem olarak değerlendirilir.

    Sivil itaatsizlik, doğrudan veya dolaylı olarak ortaya konulabilir. Doğrudan sivil itaatsizlikte, söz konusu pozitif hukuk normuna, bir düzenlemeyi çiğneyerek yapılan bir protesto eylemi iken; dolaylı yapılan sivil itaatsizlikte, karşı çekilen hukuk kuralı ile protesto eylemi aynı değildir. İlgili pozitif hukuk metnine aykırı davranılmaksızın bir protesto eylemi söz konusudur.

    2. Kamuya Açıklık
    Sivil İtaatsizlik kamuya açık aleni bir eylemdir; sivil itaatsizlik kavramının en önemli unsurlarından biri kamuya açıklıktır. Sivil itaatsizlik vicdanlarda yatan bir adalet, bir hakkaniyet duygusuna çağre niteliğinde olduğundan, kamuya açıklık vasfı aranmaktadır. Sadece olaydan mağdur olanın değil “her insanın böyle bir olguya karşı tepki duyması gerektiği” öngörüsünden hareket etmektedir. Kişisel çıkar arayışlarının ötesinde, aynı durumdaki herkes için adalete yönelik bir çözüm arayışı olan sivil itaatsizlik bu yönüyle kamusallığını da ortaya koymaktadır.

    Dogrudan sivil itaatsizlikte, söz konusu pozitif hukuk normuna, bu kuralın getirdigi düzenlemeyi çigneyerek yapılan bir protesto eylemi ile karsı çıkıs söz konusudur. Bu duruma örnek olarak, ülkemizde frekans ve yayın yapmaya iliskin yasal düzenleme yapılmadan önceki özel radyo ve televizyon yayınlarını gösterebiliriz.

    Dolaylı sivil itaatsizlikte ise, karsı çıkılan hukuk kuralı ile protesto eylemi aynı degildir. .İlgili pozitif hukuk metnine aykırı davranılmaksızın bir protesto eylemi söz konusudur. Örnegin, uluslararası bir askeri anlasma geregi yerlestirilen uzun menzilli füzelerin kaldırılması için girisilen bir protesto eyleminde, bu anlasma metninin çignenmesi mümkün olmadıgından, konuya kamuoyunun dikkatini çekecek, baska bir protesto yapılabilir. Gandi’nin pasif direnis tutumu da dolaylı protestonun tipik örneklerinden biridir.

    3. Hesaplanabilirlik
    Bir sivil itaatsizlik eylemi gerçekleştirilmeden önce eylemin hedefi ve nasıl gerçekleştirileceği baştan açıklanır. Eylemin gidişatının ve ortaya çıkardığı sonuçların eylemin başından söylenenlere uygun olması gerekir. Eylemcinin, eylemin başında söyledikleri ile eylem sırasında yaşananların farklı olması, gerçekleştirilen eylemin bir sivil itaatsizlik eylemi olarak sunulmasını güçleştirir.

    4. Şiddetsizlik
    Sivil itaatsizlik şiddet kullanımını dışlayan bir eylemdir; şiddet kullanımı diğer protesto biçimlerini sivil itaatsizlikten ayıran en temel özelliklerden birisidir. Sivil itaatsizlik şiddetsiz olmalıdır. Şiddet şiddeti doğurmakta ve çoğunlukla da tırmanmaktadır. Sivil itaatsiz, kendisine karşı şiddeti haklı kılacak ve çoğaltacak bir şiddet kullanımına girmekten kaçınarak, şiddete maruz kalmayı tercih eden bir bilinç düzeyine sahiptir.

    Diğer yandan, eylemin yapısı gereği, az da olsa ortaya bir hareketlilik çıkıyorsa: bunun sivil itaatsizlik eylemi olup olmadığının en önemli ölçütü, üçüncü şahısların hak ve özgürlüklerinin çiğnenip çiğnenmediğidir. Eğer üçüncü şahısların hak ve özgürlükleri ihlâl ediliyorsa eylem bir sivil itaatsizlik eylemi olmaktan çıkar. Çünkü sivil itaatsizlik çoğunluğa yapılan bir çağır, bir mesajdır.

    5. Sivil İtaatsizlik Hukuk Devleti Düşüncesine Dayalı Siyasi ve Ahlâki Bir Yönelimdir

    Sivil itaatsizlik, “Hukuk sisteminin içinde aksayan bir kurala karşı çıkmıştır.” Dolayısıyla, sistemin bütününe yönelik genel bir kabul söz konusudur. Sivil itaatsizlik, toplumsal durum karşısında, yasaya aykırı davranışa zorunlu kılacak, vicdani bir duygu-düşünce sürecidir. Bu vicdani süreç kişiyi sivil itaatsizliğe götüren süreçtir. Asıl alan, karşı çıkılan ya da istenen şeylerde ortaklıktır. Düşünsel düzeyde genel bir örtüşmenin değil, kısmi bir çakışmanın varlığı yeterlidir. İdeolojik birliktelikler sivil itaatsizlik kavramının ve eyleminin ruhuna aykırıdır.

    6. Yaptırıma Katlanma
    Sivil itaatsizlik çiğnenen pozitif hukuk normunun yaptırımına katlanma tutumunu gerektiren bir eylemdir; bu tür bir eyleme katılanlar, bu protesto eylemiyle ihlâl ettikleri yasanın yaptırımlarına katlanmayı göze almaktadırlar. Yaptırımlara katlanma “hukuksal düzene” duyulan bağlılık ve güvenin bir göstergesidir. Ancak litaratürde hukuki sorumluluk konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı teorisyenler hukuki sorumluluğu üstlenmenin eylemcilerin samimiyetlerinin ifadesi olarak değerlendirmekte ve eylemin çağrı etkisini güçlendireceği gerekçesiyle hukuki sorumluluğun üstlenilmesi gerektiği görüşündedir. Bazı teorisyenler ise meşru düzeyde girişilen bir eylemden dolayı cezalandırmayı kabul etmenin doğru olmadığı görüşünü savunagelmektedir. Şiddet içermeme unsurunda olduğu gibi, bu katlanmak tutumu da, sivil itaatsizliği, diğer protesto çeşitlerinden ayırmaktadır.

    Şiddetsizlik Merkezi

  • 23 Aralık 2022 Cuma

    Şebnem Korur Fincancı SAVUNMA

    Brecht: "Nasıl bir zamanda yaşıyoruz ki, suskunlukla geçiştirilen pek çok suçu içinde barındırdığı için ağaçlardan söz etmek neredeyse suç sayılıyor” Savunma Tamamı