Translate

27 Şubat 2022 Pazar

Rusya’nın Ukrayna’ya ‘tecavüz’ü kaçınılmaz mıydı?

Slavoj Zizek - Bu ayın başlarında düzenlediği bir basın toplantısında Vladimir Putin, Ukrayna hükümetinin Minsk anlaşmasından hoşnut olmadığını belirterek, “Beğen ya da beğenme, bu senin görevin güzelim” dedi.
Bu sözlerin bazı tanıdık cinsel çağrışımları bulunuyor: Putin, Sovyet dönemi punk rock grubu Red Mold’un “Tabuttaki Uyuyan Güzel” şarkısından alıntı yapıyor: “Yanına süzüldüm ve sikiverdim tabutta uyuyan güzeli. İster beğen, ister beğenme, sen uyu güzelim.”

Her ne kadar Kremlin basın temsilcisi, Putin’in eski bir folklorik anlatıya atıfta bulunduğunu iddia etse de Putin’in Ukrayna’ya nekrofili ve tecavüz atıflarında bulunduğu apaçıktır. 2002’de Putin, Batılı bir gazetecinin sorusuna şu yanıtı vermişti: “Eğer gerçek bir radikal İslamcı olmak istiyorsanız ve sünnet olmaya da hazırsanız, sizi Moskova’ya davet ediyorum. Biz çok mezhepli bir ülkeyiz. Bu alanda [sünnet] uzmanlarımız var. Öyle bir ameliyat edin ki, daha sonra orada başka hiçbir şey büyümesin diye tavsiyelerde bulunacağım”; bu son derece saldırgan bir hadım etme tehdididir.

Putin ve Trump’ın edepsizlik konusunda kanka olmalarına şaşmamalı. Bu noktada en sık duyacağınız karşı argüman, Putin ve Trump gibi politikacıların en azından ne demek istediklerini açıkça söyledikleri ve ikiyüzlülükten kaçındıkları olur. Ancak burada tüm kalbimle ikiyüzlülüğün tarafındayım: bu biçim (ikiyüzlülük) asla sadece bir biçim değildir, içeriğin bir parçasıdır, öyle ki biçimi elden bıraktığımızda içeriğin kendisi vahşileşecektir.

Putin’in müstehcen sözleri, basında “adil bir ülkeye tecavüz” tehdidi şeklinde lanse edilen Ukrayna krizinin arka planına karşı okunmalıdır. Günümüzün altüst olmuş dünyasında krizin ciddi olduğunu kanıtlarcasına; bu krizin karikatürize yönleri de yok değil. Sloven siyaset analisti Boris Čibej, 2022’nin başında Ukrayna çevresinde yaşanan gerilimlerin gülünç karakterine dikkat çekmişti: “Saldırıya geçmesi beklenenler / diğer bir deyişle Rusya / saldırmaya niyetleri olmadığını söylüyorlar, durumu sakinleştirmek ister gibi davrananlarsa savaşın kaçınılmaz olduğu konusunda ısrar ediyor.”

Buradan devam edebiliriz: Geçtiğimiz haftalarda, Ukrayna’nın hamisi ABD, savaşın her an patlayabileceği konusunda uyarıda bulunurken, Rus saldırısının kurbanı olması beklenen Ukrayna cumhurbaşkanı, halkı savaş histerisine karşı uyarıp sükûnet çağrısında bulunuyordu.

Bu durumu tecavüz vakasına çevirmek kolay. Ukrayna’ya tecavüz etmeye hazır olan Rusya, bunu yapmak istemediğini iddia ediyor; ama Ukrayna’dan seks için rıza alamayacak olursa tecavüz etmeye hazır olduğunu da ancak satır aralarında açıkça belli ediyor (Putin’in saldırgan sözlerini hatırlayın). Dahası, Rusya Ukrayna’yı tecavüze kışkırtmakla suçluyor.

Ukrayna’yı tecavüzden korumak isteyen ABD, kendisini Sovyet-sonrası devletlerin koruyucusu olarak ileri sürebilmek için yaklaşan tecavüz tehdidi var diye alarm zillerini çalmaya başladı bile. Bu korumacılık bize, kendi nüfuz alanındaki mağaza ve restoranlara, kabul etmedikleri takdirde başlarına her türlü iş gelebileceğine dair örtük bir tehditle hırsızlığa karşı “koruma” sunan yerel bir mafyayı hatırlatıyor…

Tecavüz tehdidinin hedefindeki Ukrayna, ortalığın tecavüz diye velveleye verilmesinin Rusya’yı gerçekten teşvik edebileceğinin farkında olarak, ABD’nin çaldığı alarm çanlarının endişesiyle sakin kalmaya çalışıyor.

Peki, öngörülemeyen tehlikeleriyle bu çatışmanın ardında yatan nedir? Ya bu çatışma iki eski süper gücün artan gücünü yansıttığı için değil de tam tersine onların artık gerçek küresel güçler olmadıklarını kabul edemediklerini kanıtladığı için bu kadar tehlikeliyse?

Soğuk Savaş’ın zirvesindeyken Mao Zedong, ABD’nin sahip olduğu onca silahla kendisini dev aynasında gördüğünü söylerken, böyle kâğıttan kaplanların kendine güvenen gerçek kaplanlardan daha tehlikeli olabileceğini eklemeyi unutmuştu.

Afganistan’dan çekilme fiyaskosu, ABD egemenliğine yönelik bir dizi darbenin yalnızca sonuncusuydu; ve Rusya’nın Sovyet imparatorluğunu yeniden inşa etme çabası, Rusya’nın şu anda çürümekte olan zayıf bir devlet olduğu gerçeğini örtbas etmeye yönelik umutsuz bir girişimden başka bir şey değil. Tıpkı gerçek tecavüzcülerde olduğu gibi, tecavüzler de saldırganın acizliğine işaret eder.

İlk olarak, şayet paralı askerleri Suriye iç savaşı, Kırım, Orta Afrika ve Bosna’daki Sırp Cumhuriyeti operasyonları da dahil olmak üzere çeşitli çatışmalarda yer alan bir Özel Askeri Şirket olan Wagner grubunun muzır rolünü göz ardı edecek olursak; tecavüz eyleminin Rus ordusunun Ukrayna’ya doğrudan girişiyle beraber artık, bu acizlik artık aşikâr durumdadır. Rusya Savunma Bakanlığı’nın Rus hükümetinin inkârını gerektiren çatışmalarda kullandığı silahlı bir birimi olan bu anonim paralı asker grubu, yıllarca Donbass’ta Ukrayna’ya karşı “kendiliğinden” direnişi örgütleyerek faaliyet gösterdi (tıpkı daha önce Kırım’da yaptıkları gibi).

Ukrayna’nın maruz kaldığı tecavüze tanık olmak zorunda kalan ülkelerden bizler, tecavüzün kastrasyon yöntemiyle engellenebileceğini bilmeliyiz. Bu nedenle, uluslararası toplumun; onları mümkün olduğunca görmezden gelerek ve marjinalleştirerek, sonrasında küresel otoritelerinin artık hiçbir şeyi büyütemeyeceğinden emin olarak, Rusya’yı hadım edecek bir operasyon gerçekleştirmesini tavsiye etmeliyiz.

24 Şubat 2022

*Zizek, “kastrasyon”/“hadım” metaforunu Putin’in cinsiyetçi söylemine nazire yaparak kullanmaktadır; öte yandan tecavüzün yalnızca cinsel bir dürtünün açığa vurulmuş biçimi olmadığını ve kimyasal hadımın bir çözüm olarak savunulamayacağını bilen bizler, metaforun yersizliğine dair not düşme ihtiyacı duyuyoruz; -çevirenin notu.

[spectatorworld.com’daki İngilizcesinden Sena Çenkoğlu tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder